Yaz dönemi su ve besinlerle bulaşan hastalıklar

Yaz dönemi su ve besinlerle bulaşan hastalıklar
Yayınlama: 19.07.2016
Düzenleme: 13.12.2022 15:40
A+
A-

Su ve besinlerle bulaşan hastalıklara örnek olarak tifo, kolera, bağırsak parazitleri, bruselloz, hepatit A ve besin zehirlenmeleri verilebilir.

Yaz dönemi su ve besinlerle bulaşan hastalıklar

Tifo: Tifo basili adı verilen bakterinin neden olduğu bir hastalıktır. Tifolu hastaların dışkılarında, idrarlarında kan ve tükürük gibi vücut sıvılarında bulunan bakteriler içme suyu ve besinlere bulaşabilir. Bakterilerin besin maddelerine bulaşmasında lağım suları ve karasinekler önemli rol oynar. Ağız yoluyla alınan bakteriler, sindirim yollarında ürerler. Buradan da kana karışarak karaciğer ve dalakta da çoğalabilirler. Hastalığın başlıca belirtileri; baş ağrısı, halsizlik, iştahsızlık, ateş, titreme, karın ağrısı, deride pembe kızarıklıklar, ishal, karaciğer ve dalak büyümesidir. Tifo hastalığının tedavisi antibiyotik kullanılarak yapılır.
Kolera: Kolera hastalığının etkeni bir tür bakteridir. Kolera, tarihin belirli dönemlerinde çok büyük salgınlara ve binlerce insanın ölümüne neden olmuş tehlikeli bir hastalıktır. Günümüzde hala kolera tehlikesi görülen bölgeler vardır. Hastalık etkeni alındıktan birkaç gün sonra ishalle aşırı derecede su kaybı başlar. Karın ağrıları, karında şişlik ve kusma en tipik belirtilerindendir. Tedavide vücudun kaybettiği su ve mineraller yerine konulur. Antibiyotik tedavisi uygulanır. Kolera salgınının olduğu bölgede karantina uygulanır. Hastalık şüphesi olanlar, koleranın ortaya çıkış süresi olan 1 hafta boyunca karantinada tutularak sağlıklı kişilerle temasları engelenir.

Bağırsak Parazitleri: Bağırsak parazitleri tenya (şerit), kıl kurdu, bağırsak solucanı parazit beslenen canlılardır. Bu canlılar, kist adı verilen dayanıklı yapılar oluştururlar. Kistler, paraziti taşıyan kişinin dışkısıyla çevreye yayılır. Kistlerin bulaştığı besinlerin tüketilmesi ile sindirim yoluna geçen parazitler genellikle ince bağırsaklara yerleşir. İnsanın besinine ortak olarak insanda zayıflamaya, halsizliğe ve kansızlığa yol açarlar. Özellikle çocuklarda hem beden hem de zihin gelişimini yavaşlatırlar. Bazı tenya türleri gibi parazitler, hayvanların dokularında kist oluşturduklarından iyi pişmemiş veya çiğ olarak tüketilen etlerden insana geçebilirler. Hijyen kurallarına ve tuvalet temizliğine dikkat edilmediğinde parazit başkalarına da bulaşabilir.

Bruselloz: Besinlerle bulaşan yaygın hastalıklardan biri de halk arasında “Malta humması” olarak bilinen Brucella (brusella) cinsi bakterilerin neden olduğu hastalıktır. Bu bakteriler pek çok hayvanda ve insanda enfeksiyona neden olur. Özellikle koyun, keçi, sığır ve manda gibi evcil hayvanlarda hastalık varsa bunların idrar, süt ve diğer salgılarında da hastalık etkeni bakteriler bulunur. Bu hayvanların vücut salgılamalarına doğrudan temas edilmesi ya da peynir başta olmak üzere çiğ süt ve süt ürünlerinin tüketilmesi hastalığın insana bulaşmasına neden olur. Ateş, terleme, yorgunluk, iştahsızlık, baş ağrısı, sırt ağrısı ve eklem ağrıları brusellozun belirtilerindendir. Tedavisinde çeşitli antibiyotikler kullanılır. Brusellozdan korunmanın en iyi yolu örnekleri verilen süt ve süt ürünlerinin pastorize edilmiş olanlarının tüketilmesidir.

Hepatit A: Ülkemizde çok yaygın olan bir virüs hastalığıdır. Halk arasında hastalığın genel adı sarılık olarak bilinir. Hepatit A’ya neden olan virüs, hasta kişilere temasla bulaşabileceği gibi ağız yoluyla, virüsün bulaştığı su ve bunun temas ettiği yiyeceklerle, çiğ ya da az pişmiş yiyeceklerle de bulaşır. Hepatit A hastası kişilerde ateş, titreme, hâlsizlik, iştahsızlık, kusma, karın ağrısı gibi belirtiler görülebilir. Bununla birlikte Hepatit A hiçbir belirti vermeden de ortaya çıkabilir. Virüsün yerleştiği karaciğerde işlev bozuklukları yaşamı tehdit edecek düzeyde olabilir. Hepatit A’dan korunmak için tuvalet ve el temizliğine dikkat edilmeli, içme sularının temiz olmasına özen gösterilmelidir. İyi yıkanmamış meyve, sebze ve çiğ deniz ürünleri tüketilmemelidir. Hepatit A’nın tedavisi yoktur. Hastalara yatak istirahati, ateş düşürücüler, sıvı takviyesi verilir. Hepatit A hastalığından korunmada aşılamanın önemi büyüktür. Oldukça etkin ve yan etkisi az olan Hepatit A aşısı, Sağlık Bakanlığının aşı takviminde yer almaktadır.

Besin Zehirlenmeleri: Özellikle sıcak havalarda açıkta bırakılan, son tüketim tarihi geçmiş, ambalajında hasar olan ya da üretimi sırasında hijyen koşullarına dikkat edilmemiş hazır besinler, zehirlenmelere neden olabilir. Bunun nedeni, bu besinlerde üreyen bakteriler veya mantarlardır. Bu canlıların ürettiği toksin (zehir)ler besin içeriğine karışır. Bu besinleri tüketen insanlarda bulantı, kusma, karın ağrısı ve ishalle kendini gösteren besin zehirlenmeleri meydana gelir. Besin zehirlenmelerinden korunmada en önemli nokta güvenli besin tüketiminin sağlanmasıdır. Bunun anlamı besinin üretiminden tüketimine kadar her aşamada hijyen kurallarına uyulmasıdır. Bağırsak enfeksiyonlarının çoğu uygun tedaviyle veya bazen kendiliğinden geçer. Hastalığın seyri sırasındaki en büyük tehlike, kusma, ishal ile vücuttan su ve elektrolit kaybı olmasıdır.Bu nedenle bağırsak enfeksiyonlarında kaybedilen sıvının karşılanması için bol su, tuz ve şeker karışımı olan çözeltiler, tuzlu ayran, maden suyu gibi içecekler tüketilmesi önerilir. Kusmanın çok olması gibi ağızdan beslenmenin mümkün olmadığı durumlarda damardan su ve mineral içeren serum verilebilir.

Su ve Besinlerle Bulaşan Hastalıklardan Korunma Yolları hakkında bilgi
Sağlık eğitimi, su ve besinlerle bulaşan hastalıklardan korunmanın ilk basamağıdır. İnsanlara hastalıkların bulaşma yolları anlatılıp korunmada en başta gelen yöntem olan kişisel temizlik kurallarının önemi öğretilmelidir. Eller, gıdalara el sürmeden önce ve sonra, çiğ et, balık ya da tavuk ile temas ettikten sonra iyice yıkanmalıdır. Sebze ve meyveler iyice yıkanarak tüketilmelidir. Toz, toprak ve ilaç kalıntılarından temizlenmeleri için sebze ve meyvelerin sirke eklenmiş su dolu bir kapta 5-10 dakika bekletildikten sonra bol su ile birkaç kere durulanması gerekir.
Enfeksiyon zincirinin kırılmasında en etkili olan, bulaşma yollarının ortadan kaldırılması, yani kötü çevre koşullarının düzeltilmesidir. Su kaynaklarının kirletilmemesi ve besinlerin üretiminden tüketimine kadar tüm aşamalarda hijyen kurallarına uyulması gerekir. Sokakta ya da açıkta satı lan ve kaynağı bilinmeyen yiyecekler tüketilmemelidir. Gıdaların üstünü kapalı tutarak sinek ve böceklerden korumalıdır. Gıdaları satın alırken son kullanma tarihine ve içeriğine dikkat edilmelidir. Çöp torbalarının ağızları kapatılmalı ve çöpler kapaklı çöp kovalarında muhafaza edilmelidir.

YAZ İSHALLERİ TEHLİKELİ OLABİLİR
Akut ishale yol açan enfeksiyöz ve enfeksiyöz olmayan birçok neden vardır. En basitinden yenilen kavun, incir gibi gıda, alınan alkol, aşırı yeme, kullanılan laksatif ilaçlar herhangi bir hastalık söz konusu olmadan ishalin nedeni olabilir.Enfeksiyöz ishallerde etken mikroorganizma genellikle su ve besinler aracılığı ile bulaşır. Bu mikroorganizmalar özellikle sıcaklarda daha hızlı çoğalırlar. Besinler üreticiden tüketiciye ulaştırılırken soğuk zinciri kırılırsa mikroorganizmalar hızla üremeye başlar. Mikroorganizmaların sayısı arttıkça hastalık yapma riski de artar. Ayrıca yazın insanların denize ve havuza girmesi ağız yoluyla bu pis suları yutmalarına ve gastroenteritlerin artmasına neden olur.
Kuluçka süresi:Herhangi bir bakterinin yiyecek ve içecek üzerinde çoğalması sırasında açığa çıkan toksinin hazır alınması ile hastalık oluşursa kuluçka süresi kısa olup 8-14 saattir. Bulantı, kusmanın ön planda olduğu % 68 ishalin eşlik ettiği Stafilokok besin zehirlenmesinde ise 1-6 saattir. Buna karşılık besinle alınan bakteri barsak içinde çoğalıyor ve barsak duvarına invaze oluyorsa (Shigella, Salmonella türleri) veya barsakta çoğalırken saldığı toksinle hastalık yapıyorsa (V. Cholerae, enterotoksijenik E. Coli gibi) kuluçka süresi 16 saatten uzundur.

Yaz dönemi su ve besinlerle bulaşan hastalıklarYaz dönemi su ve besinlerle bulaşan hastalıklarYaz dönemi su ve besinlerle bulaşan hastalıklarYaz dönemi su ve besinlerle bulaşan hastalıklar

Ateş:
Esas olarak barsak duvarına invazyonla hastalık yapan bakteri ( Salmonella, Shigella, Yersinia türleri, enteroinvazif E. coli, V. parahemolyticus) etken ise görülür. Viral gastroenteritlerden rotovirus gastroenteritinde ateş görülebilir.
Dışkı Özellikleri:
Dışkılama sayısının çok(>10), ama dışkı miktarının az olması kolon tutulumunu, tersi ise ince barsak tutulumunu gösterir. İnce barsak tipi ishalde dışkı açık renkli, sulu, bol, köpüklü, yağlı, içinde sindirilmemiş besin artıklı, kansız ve kokuludur. Dizanterik olanlarda dışkı azdır ve kan, mukus içermektedir. Salmonella gastroenteritinde bezelye çorbası ve Sigellozda domates çorbası görünümündedir. Lökosit içermeyen kanlı dışkı, Shiga-benzeri toksin oluşturan enterohemorajik E. coli (EHEC)’ye bağlı enfeksiyon olasılığını düşündürmelidir. Kolerada veya enterotoksijenik E. coli (ETEC) ishalinde dışkı pirinç suyu rengindedir. Burada ishal enterotoksinlerle oluşmaktadır.
Bulantı ve kusma:
Sindirim sisteminin üst bölümleri tutulduğunda genellikle bulantı-kusma, alt kısımları tutulduğunda ise karın ağrıları daha belirgindir.
Eğer klinik tabloya bulantı-kusma hakimse Staphylococcus aureus veya Bacillus cereus toksinlerinin hazır alınmasıyla oluşan bakteriyel besin zehirlenmesi düşünülmelidir. Bu tip besin zehirlenmeleri birden başlar ve genellikle 12 saatte sonlanır. Kasırga gibi başlar ve biter.
Karın ağrısı:
İncebarsak tipi ishallerde göbek etrafında veya sağ alt katranda, genellikle aralıkla gelen kramp tarzında ağrı vardır( İntestinal kolik). Karın ağrısı inflamatuvar ishallerde (Shigella, Campylobacter, nekrotizan toksinler gibi) daha belirgin olabilir.
TEDAVİ
1-Sıvı-elektrolit tedavisi: İshalli hastanın önce dehidratasyon durumu hafif, orta ve ağır olmak üzere üç başlık altında değerlendirilir. Hafif olgularda bol sıvı(ayran, su) alınması, muz, patates, pirinç gibi besinlerin alınması yeterli olabilir. Oral rehidratasyon sıvısı da (ORS) kullanılabilir. Orta derecedeki dehidratasyonda ORS kayba göre ayarlanarak kullanılır. Kusma sürekli ise ve sıvı kaybı ağır ise sıvı ve elektrolit tedavisinin i.v yoldan yapılması gerekir.
2-Antimikrobiyal tedavi: Akut enfeksiyöz ishallerin önemli bir kısmı herhangi bir antimikrobiyal tedaviye gerek kalmadan kendiliğinden düzelir. Antibiyotik tedavisini ateş ve dışkının mikroskobik incelemesinde lökosit saptandığı dizanterik formdaki ishallerde kullanılması uygun olur. Antibiyotik olarak florokinolonlar tercih edilir.
KORUNMA
· 1- Yiyeceklerin iyi pişirilerek tüketilmesi (iç sıcaklıkları zararlı mikropların ölmesini sağlayacak kadar yükselmeyen ızgara köftelerden; bütün olarak çevrilmiş tavuk tüketilmemeli)
· 2- Uygun ortamlarda hazırlanmamış krema veya mayonezli salatalardan ve az pişmiş deniz ürünlerinden uzak durulmalı
· 3- Sütlaç, kazandibi, muhallebi, dondurma gibi sütlü tatlılar da hazırlandıktan sonra soğutucuda tutulmalı
· 4- Vakumlu paketi açılıp kısa sürede tüketilmeyen sosis ve salamdan uzak durulmalı
· 5- Mikroorganizmalardan arındırılmış sular kullanılmalı.

Bir Yorum Yazın

Bu site reCAPTCHA ve Google tarafından korunmaktadır Gizlilik Politikası ve Kullanım Şartları uygula.

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.